İnşaat Sektörü Frene Sert Bastı
2018 yılı ilk çeyrek rakamlarına bakıldığında, Türkiye genelinde yapı ruhsatı adetlerinin bina sayısı bazında yüzde 23, yüzölçümü bazında yüzde 32, değer bazında yüzde 19,8, daire sayısı bazında ise yüzde 41,9 oranında azaldığı görülmekte. Bu rakamlar gösteriyor ki, satışlarda durgunluk yaşayan inşaat sektörü frene sert bastı. Ülke genelinde 600 bin konut stoku biriktiği düşünülüşe, yapı ruhsatlarındaki bu azalışın normal olduğu, hatta bir süre daha azalmaya devam edeceği düşünülebilir. Konut kredisi faizlerinin yüzde 1.40 seviyelerinde olması, mevduat faizlerinin yüksekliği ve döviz kurlarındaki dalgalanma gayrimenkule olan talebi olumsuz yönde etkilemekte.
Uygun Fiyatlı Konutlar Daha Kolay Satılıyor
Özellikle kredili konut satışlarının büyük oranda azalması, konut satışlarının önündeki en büyük engelin yüksek faizler olduğunu gösteriyor. Ekonomik ve siyasi alanda yapılacak çalışmalarla faizleri aşağı çekilmesi, gayrimenkul sektöründe yeniden hareketlenme sağlanmasının önünü açacaktır. Bir de, yıllardır özellikle konut sektöründe arz ile talebin doğru fiyatta buluşamaması en önemli sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Konut satışlarında 500 bin TL’ye kadar olan konutlarda, daha yüksek fiyatlı konutlara nazaran hareketlilik daha fazla. Bir milyonun üzerinde ise ancak ciddi indirimlerin söz konusu olduğu konutlar daha kolay satılabilmekte. Önümüzdeki bir yıl için hem yeni projelerde, hem de ikinci elde talebin daha uygun fiyatlı ve toplu taşıma olanakları açısında daha avantajlı bölgelerdeki konutlarda yoğunlaşacağı beklenebilir.
İstanbul Ofis Piyasasında Son Durum
Ekonomideki durgunluk, İstanbul ofis piyasasını hem kiralama, hem de satış anlamında olumsuz etkilemektedir. Ofis pazarının önceki yıllarda hareketli olduğu Gayrettepe-Zincirlikuyu-Levent-Maslak hattındaki A sınıfı plazalarda doluluk oranları yüzde 60-70 bandında seyrederken, fiyatların göreceli olarak daha düşük düzeylerde olduğu Küçükyalı-Maltepe-Kartal gibi bölgelerin giderek hareketlendiği gözleniyor. Özellikle toplu taşıma olanaklarının da artmasıyla, Anadolu Yakası’nın bu bölgeleri pek çok firma için cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Her ne kadar ofis satışları da konut satışlarına paralel olarak durgun ise de, özellikle birim metrekare kiralama fiyatlarının 40 TL ve altında olduğu A sınıfı plazalara talep devam ediyor. Ekonominin diğer alanları gibi, faizlerin gerilemesi, dövizdeki dalgalanmaların azalması ile ofis taleplerinde ve dolayısıyla kiralama ve satış birim fiyatlarında artış beklenebilir. Ayrıca, 2016 ve sonrası yabancı yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarının azalması da konut piyasasındaki durgunluğun sebepleri arasında gösterilebilir. Önümüzdeki dönemde olumlu politik ve ekonomik gelişmeler ile ofis piyasasının yeniden hareketlenmesi mümkün olabilir. Bu beklentiyle, mal sahipleri kira indirimlerinde halen temkinli davranmakta ve düşük fiyatlardan kiraya vermektense mülklerini boş tutmayı tercih etmekteler.